Son yıllarda yapılan araştırmalar, kolon kanserinin her yaştan insanda artış gösterdiğini, ancak özellikle 50 yaş altındaki bireylerde bu artışın endişe verici boyutlara ulaştığını göstermektedir. Dünya genelinde kolorektal kanser vakalarının oranının yükselmesi, sağlık alanında büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor. Kolon kanseri, genellikle 50 yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülmesine rağmen, son istatistikler 20'li ve 30'lu yaşlardaki bireylerde de artış yaşandığını göstermektedir. Peki, bu değişimin arkasındaki sebepler neler? Uzmanlar ısrarla bazı besin maddelerini işaret ediyor.
Beslenme alışkanlıklarının, kolon kanserinin artışındaki en önemli faktörlerden biri olduğu düşünülen unsurlardan biridir. Fast food tüketiminin artışı, işlenmiş gıdaların yaygınlaşması ve sebze-meyve alımının azalması, kolon kanserinin yükselmesinde rol oynayan etkenler arasında sayılmaktadır. Özellikle genç neslin sağlıksız beslenme tercihleri, obezite ve diğer sağlık sorunlarıyla birleşince, kolon kanseri riski artış göstermektedir.
Çalışmalar, işlenmiş etlerin ve kırmızı etin yüksek oranda tüketilmesinin kolon kanseri riskini artırabileceğini göstermektedir. Günlük beslenme planında yer alan şarküteri ürünleri, sucuk ve sosis gibi işlenmiş etler, insan organizmasına zarar verebilecek birçok kimyasal madde içermektedir. Bunlar, bağırsaklarda iltihaplanmalara yol açarak kanser hücrelerinin gelişimine zemin hazırlayabilir. Bunun yanı sıra, düşük lifli diyetlerin de rol oynadığı düşünülmektedir. Lif açısından zengin gıdaların eksikliği, bağırsak sağlığını olumsuz etkileyerek kanser riskini artırmaktadır.
Bir diğer risk faktörü ise obezite ve hareketsiz yaşam tarzıdır. Son yıllarda dünya genelinde obezite oranlarının artışı, genç bireyler arasında önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Obezite, birçok sağlık problemi ile birlikte kolon kanseri riskini de artırmaktadır. Vücut kitle indeksi (BKİ) yüksek olan bireylerin, kolon kanserine yakalanma olasılığı, normal kilodaki bireylere nazaran daha fazladır. Ayrıca, hareketsiz yaşam tarzı hem metabolizmayı olumsuz etkiler hem de bağırsak sağlığını tehdit eder. Düzenli fiziksel aktivite eksikliği, kolon kanserinin yanı sıra birçok hastalığın da tetikleyicisi haline gelmiştir.
Uzmanlar, özellikle genç bireylerin sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeleri gerektiğini vurguluyor. Egzersiz alışkanlıklarını geliştirmek ve sağlıklı beslenmek, kolon kanseri riskini önemli ölçüde azaltabilir. Gençlerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da alkol ve sigara tüketimidir. Bu maddelerin kullanımı, bağırsak kanserinin yanı sıra birçok diğer kanser türünün de tetikleyicisi durumundadır.
Son olarak, genetik faktörlerin de önemli rol oynadığını belirtmek gerekir. Ailede kolon kanseri öyküsü bulunan bireylerin, bu hastalığa karşı daha dikkatli olması gerekmektedir. Genetik yatkınlık gösteren bireyler için düzenli sağlık kontrolleri çok önemlidir. Erken teşhis, kolon kanserinin tedavi sürecinde kritik bir öneme sahip olup, yaşam kurtarıcı olabilir.
Kısacası, 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri oranlarının artması, çok sayıda faktörün bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Bu artıkça göz ardı edilmemesi gereken bir sorun. Sağılıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve risk faktörlerinin göz önünde bulundurulması, genç neslin bu hastalıkla mücadelesinde önemli bir yer tutmaktadır. Uzmanlar, gençleri sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek için teşvik etmeye devam ediyor, zira sağlık, her şeyin başında gelmektedir.