Kitapların büyülü dünyasıyla tanışmak, birçok insan için yaşamlarının dönüm noktalarından biridir. Ancak bu tanışıklığın sadece bir dönemle sınırlı kalması, okuma sevgisinin ne kadar derin ve kalıcı olabileceği konusunda birçok soruyu beraberinde getirir. 71 yıllık bir okuma serüveninin sahibi olan Mehmet Bey, hayatının hemen hemen her anında yanına aldığı kitaplarıyla, bu tutkunun nasıl da bir yaşam biçimi haline geldiğini gözler önüne seriyor.
Mehmet Bey, 8 yaşında iken köy kütüphanesine ilk adımını attığında, okumaya duyduğu ilgi henüz bir kıvılcım olarak başlamıştı. Her gün okula gidip geldiği yollar boyunca, gözleri kütüphanenin kapısında kalır, arkadaşları ile oynadıktan sonra kitapların arasında kaybolmayı beklerdi. İlk okuduğu kitapların maceraları, zamanla bir tutkuya dönüşmeye başladı. Kütüphanedeki herkesin 'kitap delisi' olarak adlandırdığı Mehmet, o günlerde hiç bilmediği bir dünyaya adım attığının farkında değildi. O günlerde sadece eğlenmek ve yeni şeyler öğrenmek için kitap okuyordu ama bu süreç, ileriki yıllarında hayatının en önemli parçası haline gelecekti.
Genç yaşlarda başlayan okuma alışkanlığı, Mehmet Bey’in hayatında birçok değişiklik yaratmaya başladı. Liseye giden Mehmet, karanlık ve yalnız günlerin tek kurtarıcısının kitaplar olduğunu fark etti. Özellikle romanlar ve macera hikayeleri ona hem yeni dünyalar sunuyor hem de hayal gücünü geliştiriyordu. 16 yaşına geldiğinde, okuduğu kitapların sayısı 100'ü geçmişti. Bu aşamada, kitap okumanın sadece eğlence değil, aynı zamanda bireyin ruhsal ve zihinsel gelişiminde önemli bir rol oynadığını anladı.
Mehmet Bey, üniversite yıllarında literatüre daha da derinlemesine dalmaya başladı. Sosyal bilimler okuyarak, edebiyatın farklı yönlerini ve kültürler arası etkileşimleri keşfetme fırsatı buldu. Kitapların yalnızca bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda insan ilişkilerinin de anahtarı olduğunu fark etti. Eğitim sürecini tamamladıktan sonra edebiyat öğretmeni ve kütüphane yöneticisi olarak görev yaparak, okuma aşkını daha fazla insana yaymak adına çaba harcamaya başladı.
71 yıl süren bu büyük okuma serüveni, sadece Mehmet Bey’in kendi hayatıyla sınırlı kalmadı. Büyük bir kütüphane yöneticisi olarak, birçok etkinlik düzenleyerek, özellikle çocukların kitap sevgisini aşılamak için çalıştı. Okumayın sadece bir hobi olmadığını, aynı zamanda genç kuşakların düşünce yapısı ve dünyaya bakış açısını geliştiren bir aktivite olduğunu her zaman vurguladı. “Bir kitabı okumak, yeni bir dünyaya kapı aralamaktır,” diyor Mehmet Bey, bu bakış açısı ile pek çok gence ilham kaynağı oldu.
Okuma tutkusu, zamanla çevresinde de yankı buldu. Uzun yıllar boyunca birçok kişiyle kurduğu dostluklarla, kitaplar üzerine tartışmalar yaptı, edebi sohbetler gerçekleştirdi. Bu bağlamda, sosyal medya üzerinden de kitap önerileri paylaşarak, okuma kültürünü dijital platformlarda da yaymaya çalıştı. “Kitaplar sadece birer kağıt parçası değildir; onlar, düşüncelerin ve duyguların kaleme alınmış halidir” diyerek, kitapların önemini bir kez daha dile getirdi.
Mehmet Bey’in hayatındaki bu okuma tutkusunun, onu sadece bilgi ve kültürle donatmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşamını zenginleştirerek sosyal ilişkilerini de geliştirdiğini söylemek mümkün. 71 yıl boyunca okuma serüvenini sürdüren Mehmet Bey, her yeni kitabın kendisine yeni bir bakış açısı kazandırdığını ve her hikâyenin yaşamında yer ettiğini ifade ediyor. “Okumaktan asla vazgeçmeyin,” diyerek gençlerden, okumaların hayatlarındaki yerini anlamalarını ve asla kitaplardan uzak durmamalarını tavsiye ediyor.
Sonuç olarak, 71 yıldır devam eden bu tutku dolu yolculuk, kitabın ve bilginin gücünün sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Mehmet Bey’in hikayesi, bize kitapların sadece bir eğlenceden ibaret olmadığını, aynı zamanda insanların hayatına anlam katan ve onları geliştiren unsurlar olduğunu hatırlatıyor. Kitapların sonsuz dünyasında kaybolmak, her yaştan birey için bir ayrıcalık ve aynı zamanda bir lükstür. Eğer siz de bu dünyaya adım atmak istiyorsanız, bir kitap alın ve yolculuğunuza başlayın!