Türk tarihinin en tartışmalı figürlerinden biri olan 2. Abdülhamid'in mirası, yıllar sonra tekrar gündeme geldi. 15 yıl süren hukuki süreç, mart ayının ortalarında duyurulan bir dava kararı ile sonuçlandı. 2. Abdülhamid'in torunları, tarihi Galatasaray Adası üzerinde hak iddia ederek adanın kendilerine iade edilmesini istedi. Peki, bu davanın tarihçesi nedir ve Galatasaray Adası'nın önemi nedir? İşte detaylar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı olan 2. Abdülhamid, ülkesinin modernleşme sürecinde önemli adımlar atmış olmakla birlikte, iktidara geldiği dönemle ilgili çeşitli eleştirilerle de gündeme gelmiştir. Hükümdarlığı sırasında çeşitli gayrimenkullere sahip olan Abdülhamid, özellikle İstanbul Boğazı’nın sularında yer alan Galatasaray Adası ile ilgili bir mülkiyete sahipti. Bu ada, Osmanlı döneminde bir dinlenme yeri olarak kullanılmış, daha sonrasında ise çeşitli ticari işletmelere ev sahipliği yapmıştır.
Galatasaray Adası, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi geçmişiyle de ön plana çıkmaktadır. Ada, 19. yüzyılda inşa edilen Galatasaray Adası Tesisleri ile bir cazibe merkezi haline geldi. Geçmişten günümüze, ünlü sanatçılara, yazarlar ve siyasiler için bir buluşma noktası olan bu mekan, zamanda pek çok önemli etkinliğe de ev sahipliği yaptı. Ancak 2. Abdülhamid’in torunları, yıllarca göz ardı edilen bu mirası geri almak için harekete geçmekte gecikmedi.
Dava, yaklaşık 15 yıl süren bir hukuki süreç sonunda sonuçlanmış durumda. Mirasçıların açtığı dava, uzun bir inceleme ve araştırma sürecinden geçti. Mahkeme, 2. Abdülhamid'in hukukî olarak sahip olduğu mülklerin iade edilmesi gerektiğine hükmetti. Bu durum, hem halk arasında hem de hukuk camiasında geniş yankı uyandırdı. Mirasçıların temsilcileri, Galatasaray Adası'nın onlara iade edilmesi halinde, adanın restore edilmesi ve kamuya açılması için çeşitli projeler geliştirmek istediklerini ifade ettiler.
Mahkemenin verdiği bu karar, Osmanlı mirası ve günümüz Türkiye’si arasındaki bağı yeniden sorgulattı. Hak sahiplerinin, bu tür tarihi mirasları geri istemesi, hem hukuken hem de toplumsal olarak yankı buldu. Bazı uzmanlara göre, bu durum, geçmişle yüzleşme ve tarihi sorumluluklarının yerine getirilmesi açısından oldukça önemli. Öte yandan, bazı vatandaşlar bu durumu eleştirerek Galatasaray Adası’nın özel bir işletme tarafından yönetilmesinin daha iyi olduğunu savunuyor.
Sonuç olarak, 2. Abdülhamid’in mirasçıları, hakim karşısında kazandıkları bu dava ile sadece 15 yıl süren bir mücadelenin değil, aynı zamanda Osmanlı tarihi ile günümüz gerçekleri arasındaki bağlantının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizmektedirler. Projelerin hayata geçirilmesi durumunda Galatasaray Adası’nın hem kültürel hem de sosyal olarak nasıl bir dönüşüm yaşayacağı merak konusu. Ada’nın geleceği, hem eski sahipleri hem de İstanbul’un kültürel mirasına sahip çıkmayı hedefleyen diğer grupların elinde olacak.